Yörü bire Bolkar Dağı
Hemen dağlar sende m’olur
Yaylalı sümbüllü yurtlar
Büyük evler sende m’olur
Eteğinde kervan işler
Yükseğinde döner kuşlar
Kürk geydirir at bağışlar
Hemen beğler sende m’olur
Karacaoğlan; Orta Toroslar’dan, Toroslar'ın kuşundan, yaylasından, sümbülünden, çiçeğinden bahseder. Kendisi gibi insanı da cömerttir Toroslar’ın… Kürk giydirir, at bağışlar.
Nehirlere su verir, suya kattığı bin bir çiçeğin tütsüsüyle kokutur Çukurova’yı…
Dağlarıyla ünlü İsviçre’de bile sadece 1, Fransa’da 140, İngiltere’de 17, Polonya’da 3 endemik çiçek varken, bu sayının Adana Toroslar'ında 470, Mersin’de 560, Kahramanmaraş’ta 502, Hatay’da 278 olduğunu düşünürseniz, Orta Toroslar’ın (Bolkar ve Aladağlar) bitkisel zenginliğini hissedebilirsiniz.
Ve bu bitkisel zenginlik, yörenin insan ve hayvan yaşamına da etki ederek, Akdeniz’i kucaklayan yüksekliklerde özel bir kültürün oluşmasına neden olmuştur.
İşte biz Altınoran Doğa Grubu olarak yıllara yayılı bir çalışmayla bitki, , hayvan ve insan yaşamından oluşan bu kültürü belgelemeye çalıştık. Bunun için oluşum zincirinin başı olan bölgenin florasındaki zenginliğini ortaya koymayla başlayıp, sonuna kadar ilerledik.
Çukurova Üniversitesi’nin değişik bölümlerinden danışmanlardan destek alarak oluşturduğumuz, etnobotanik alanında önemli bir kaynak olan “Toroslar ve Nadide Çiçekleri” kitabı ve Çukurova Üniversitesi Eczacılık Fakültesi herbaryumu bu çalışmanın ürünleridir.
Bu galeride sizlere projemizin ilgi alanlarından sadece biri olan, Orta Toroslar’daki bitki çeşitliliğinden sadece bir demet sunmak istedik. Asıl kaynak "Toroslar ve Nadide Çiçekleri" isimli kitabımızdır.
İzleyeceğiniz sergi; Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği’nin çalışmalarından olan Doğa Okulu’nun eğitmen ve katılımcılarının emeğiyle oluşmuş bölge florasından örnekler sunmaktadır. Bu örnekler fotoğrafın estetiği ile bilimin bilgeliğini birleştirmeye çalışarak yapılmış bir çalışmadır. Estetikten önce bilimsel özellikler öncelenmiştir.
Bu projeyi gerçekleştirmemizde bize katkı sağlayan Sayın Prof. Dr. Nezihi Uygur’a, Sayın Prof. Dr. Neriman Özhatay’a, Sayın Prof. Dr.Nuran Öğülener’e, Sayın Prof. Dr. Rüştü Hatipoğlu’na, Sayın Prof. Dr. Saliha Kırcı’ya ve Sayın Prof. Dr. Sibel Uygur’a teşekkür ederiz.
Doç. Dr. Serpil Demirci Kayıran'a ve Dr. S.Haluk Uygur'a ise çok özel teşekkürlerimiz bulunmaktadır.
Yorumlar